işkence gibi yaşamak
nefes almak zor
sürekli uyumak istiyorum
ve uyku haram gözlerime
tüm hayallerim paramparça
gelecekten isteğim yok
bomboşum seni çıkarınca
hemde ne uğruna
yalandanda olsa gülümseyemiyorum
göz yaşım çıkmıyor artık
ağladığımda
oysa yanımda olmanı
gülüşlerimden
besteler yapmayı dilerdim sana
veya giderken
kapatmayı tüm yollarını gözyaşlarımla
içim yok
ruhum ölü
hayat anlamsız yokluğunda
ellerimi ellerine verdim
içimde kalan son çocuksuluğumla
gözlerimi gözlerine verdim
içimdeki son güven damlasıyla
konuşamıyorum titriyor sesim
göz yaşım çıkmıyor artık
ağladığımda
bildiğim gibi değil bu sefer
ilk defa hayatımda
hayallerim yok
düşlerimi de götürüyorsun yanında
ve sana yazacağım tüm şiirleri
mutluluğa yaklaştım ilk defa
dokundum
kanatarak söküyorsun şimdi içimden
yalnız, kimsesiz ve anlamsızım
hem de ne uğruna
suçsuzum ama cezalıyım hayata
sen veya ölüm
tek dileğim bu şu anda...
30 Temmuz 2009 Perşembe
27 Temmuz 2009 Pazartesi
...
iki yüzü vardır aşkın
korkaklara esaret
göze alabilene cennet bahçesi
dikenli sapın ucundaki güle yürürken
bırak kanasın ellerin
acısın aşk uğruna günlerin
zaman yıkar geçer
herşeyi
bırakmaz geriye acıları bile
kendi hayatları yetmiyor kimseye
hayata sanık insan
herkes yargıç sevdiklerine
suçluysan ortağınım
suç ortağım
cezamız müebbetse birlikte
seve seve katlanırım...
korkaklara esaret
göze alabilene cennet bahçesi
dikenli sapın ucundaki güle yürürken
bırak kanasın ellerin
acısın aşk uğruna günlerin
zaman yıkar geçer
herşeyi
bırakmaz geriye acıları bile
kendi hayatları yetmiyor kimseye
hayata sanık insan
herkes yargıç sevdiklerine
suçluysan ortağınım
suç ortağım
cezamız müebbetse birlikte
seve seve katlanırım...
16 Temmuz 2009 Perşembe
...
bir koza örüyoruz etrafımıza,
acılardan, mutluluklardan,
mecburiyetlerden, sorumluluklardan,
korkulardan, gerçeklerden, yalanlardan
bir koza örüyoruz ellerimizle yıllarca uğraşarak
ve kelebek olma zamanımız gelince kıyamıyoruz emeğimize,
korkuyoruz veya alışıyoruz güzelliğimizi örten bu ipek örtüye,
parçalayıp atamıyoruz kendimizi özğürlüğe,
tüm değerimizi,
tüm güzelliğimizi
içinde çürüttüğümüz kozaya dönüştüyor hayatımız,
ne kadar güzel ve değerlisin bir bilsen,
kozandan çıkıp rengarenk kanatlarını bir görebilsen.
uçulacak o kadar çok yer varki
ve kanat çırpışlarınla beslenecek rüzgarlar
ve koskoca bir dünya var etrafımızda,
içindeyken güzel, güvenli ve yaşanabilir olan kozamız
bir gün işi bittiği için çürüyüp yok olunca
ya şaşkın bir kelebek olacağız
uyuşmuş kanatlarımızla uçmayı beceremeyen ,
ya da mutsuz bir kelebek olacağız
kalan ömürümüzü kaçırdıklarımıza yetiremeyeceğimizden...
acılardan, mutluluklardan,
mecburiyetlerden, sorumluluklardan,
korkulardan, gerçeklerden, yalanlardan
bir koza örüyoruz ellerimizle yıllarca uğraşarak
ve kelebek olma zamanımız gelince kıyamıyoruz emeğimize,
korkuyoruz veya alışıyoruz güzelliğimizi örten bu ipek örtüye,
parçalayıp atamıyoruz kendimizi özğürlüğe,
tüm değerimizi,
tüm güzelliğimizi
içinde çürüttüğümüz kozaya dönüştüyor hayatımız,
ne kadar güzel ve değerlisin bir bilsen,
kozandan çıkıp rengarenk kanatlarını bir görebilsen.
uçulacak o kadar çok yer varki
ve kanat çırpışlarınla beslenecek rüzgarlar
ve koskoca bir dünya var etrafımızda,
içindeyken güzel, güvenli ve yaşanabilir olan kozamız
bir gün işi bittiği için çürüyüp yok olunca
ya şaşkın bir kelebek olacağız
uyuşmuş kanatlarımızla uçmayı beceremeyen ,
ya da mutsuz bir kelebek olacağız
kalan ömürümüzü kaçırdıklarımıza yetiremeyeceğimizden...
...
o kadar büyüksün ki düşlerimde
o kadar güçlü ki
ve bir o kadar yalnız ki sevgin gönlümde
dünyayı ters çeviririm
saçının bir teli düşmesin yere diye...
o kadar güçlü ki
ve bir o kadar yalnız ki sevgin gönlümde
dünyayı ters çeviririm
saçının bir teli düşmesin yere diye...
...
var mıdır yeryüzünde
gömmemi istediğin aşkımın
üzerini örtmeye yetecek kadar toprak?
yok mudur
sihirli bir kelime
mucizeleri oldurup aklını tekrar karıştıracak?
var mıdır?
yok mudur?
bir varmış bir yokmuş derler
yokmuşların çokmuşta
kalmadı mı varmışlar sende?
biraz,
bana kadar?..
gömmemi istediğin aşkımın
üzerini örtmeye yetecek kadar toprak?
yok mudur
sihirli bir kelime
mucizeleri oldurup aklını tekrar karıştıracak?
var mıdır?
yok mudur?
bir varmış bir yokmuş derler
yokmuşların çokmuşta
kalmadı mı varmışlar sende?
biraz,
bana kadar?..
...
yanlış suların yalnız korsanıyım
derin gözlerine demir attım
fırtınalı limanların sakin seyyahıyım
buz gibi ellerine kalbimde ateş yaktım
pusulasız, yıldızsız, dümensiz gidiyorum
beynimin milyonlarca kıvrımının hepsinde sen varsın
doğrularım belirsiz, sadece seni biliyorum
yanlış suların yalnız korsanıyım
yanlış limanlarda batık hayatım
kapkara yosunlarla örtülü gözlerim
küreklerim kemikten
sisler, sigara dumanım
iki gözü de gören, derbeder
yanlış suların yalnız korsanıyım
gel alabora olalım beraber...
derin gözlerine demir attım
fırtınalı limanların sakin seyyahıyım
buz gibi ellerine kalbimde ateş yaktım
pusulasız, yıldızsız, dümensiz gidiyorum
beynimin milyonlarca kıvrımının hepsinde sen varsın
doğrularım belirsiz, sadece seni biliyorum
yanlış suların yalnız korsanıyım
yanlış limanlarda batık hayatım
kapkara yosunlarla örtülü gözlerim
küreklerim kemikten
sisler, sigara dumanım
iki gözü de gören, derbeder
yanlış suların yalnız korsanıyım
gel alabora olalım beraber...
...
başka hiçbir şey kalbi
aşkın yokluğu kadar boşaltamaz,
üç noktalı sonların
tek noktalı cümlelerin
milyonların içindeki bir nokta kadar dünya
ve noktanın milyarlarca noktasından birisin aslında
yaşamak alışmaklar bütünüdür
sana alışırsam bir gün ölürüm
alışır herkes her zorluğa
ama alışmak imkansız sensiz bir hayata
zamanın göz kırpmasından kısa hayatımız
gel aşkım
bu zamana birlikte göz kırpalım
günlerin uzun yılların kısa olduğu
ayrı iki aşık gibi hayatın dişlilerinde harcanmayalım
tüm tanıdıklarım
tüm tanıdıkların hakim
biz sanık
suç ortağım
cezamız neyse
seninle birlikte çekmeye razıyım
sabahında cehennem ateşinde kavrulsamda
senin gözlerinde biten her gün kabulüm...
aşkın yokluğu kadar boşaltamaz,
üç noktalı sonların
tek noktalı cümlelerin
milyonların içindeki bir nokta kadar dünya
ve noktanın milyarlarca noktasından birisin aslında
yaşamak alışmaklar bütünüdür
sana alışırsam bir gün ölürüm
alışır herkes her zorluğa
ama alışmak imkansız sensiz bir hayata
zamanın göz kırpmasından kısa hayatımız
gel aşkım
bu zamana birlikte göz kırpalım
günlerin uzun yılların kısa olduğu
ayrı iki aşık gibi hayatın dişlilerinde harcanmayalım
tüm tanıdıklarım
tüm tanıdıkların hakim
biz sanık
suç ortağım
cezamız neyse
seninle birlikte çekmeye razıyım
sabahında cehennem ateşinde kavrulsamda
senin gözlerinde biten her gün kabulüm...
14 Temmuz 2009 Salı
...
uzun zaman önceydi
ergen hoyratlığın bu bedeni terkedişi
sevmek kolay değil artık
ve uçucu değil aşklar eskisi gibi
son noktam
senden sonra bu kadar sevebilirmiyim birini?
senden sonra bu kadar sevebilirmi biri beni?
bak etrafına, kaç kişi var
senin beni, benim seni sevdiğim gibi seven?
senden sonra bu kadar denk gelebilirmi sevgi?
denk gelse bile
güvenmek kolay mı senden sonra?
yalnızlığa mahkum olmaz mı bedenim
senden sonra
gerçekten ölmez miyim?
son noktam
hayatım
canım
her şeyim
gerçekten
beni bu ıssızlığa terkedebilir mi yüreğin?
ergen hoyratlığın bu bedeni terkedişi
sevmek kolay değil artık
ve uçucu değil aşklar eskisi gibi
son noktam
senden sonra bu kadar sevebilirmiyim birini?
senden sonra bu kadar sevebilirmi biri beni?
bak etrafına, kaç kişi var
senin beni, benim seni sevdiğim gibi seven?
senden sonra bu kadar denk gelebilirmi sevgi?
denk gelse bile
güvenmek kolay mı senden sonra?
yalnızlığa mahkum olmaz mı bedenim
senden sonra
gerçekten ölmez miyim?
son noktam
hayatım
canım
her şeyim
gerçekten
beni bu ıssızlığa terkedebilir mi yüreğin?
12 Temmuz 2009 Pazar
...
sensiz hiç bir şey yapmak istemiyor canım
ve sensiz hiç bir şey yapmıyorum
boğuyor beni sensizlikler
marmara kıyılarında boş sohbetler
parlak gün ışığında rüzgarlı yürüyüşler
sohbetler, düşünceler, hayaller
olmuyor
sensiz nefes almak bile zor gelirken
ölünür mü sensizlikten?
ya da ölüm daha mı kötüdür sensiz bir ömürden?
gel,
ruhum henüz ölmemişken...
ve sensiz hiç bir şey yapmıyorum
boğuyor beni sensizlikler
marmara kıyılarında boş sohbetler
parlak gün ışığında rüzgarlı yürüyüşler
sohbetler, düşünceler, hayaller
olmuyor
sensiz nefes almak bile zor gelirken
ölünür mü sensizlikten?
ya da ölüm daha mı kötüdür sensiz bir ömürden?
gel,
ruhum henüz ölmemişken...
2 Temmuz 2009 Perşembe
...
yemekten sonra güzel bir tatlı
yaz akşamı yürüşlerinde
serin bir dondurma
gibi değil
susamış çocuklar gibi
kana kana
istiyorum seni
kaldır başını
sil göz yaşını
topla kendini
kapat gözlerini
derin bir nefes al
ardında bırak herşeyi
düşünme
at kendini
geleceğe
benimle
parlak bir gelecek uzanıyorken önümüzde
gölgelere sığınarak yaşamak niye?
tüm karanlık korkuların
ışığıyım
ışığısın
senin
benim
bizim.
bu kadar güzelken yarınlar
nasıl vazgeçerki insan
ve niye?
kapat gözlerini
derin bir nefes al
ardında bırak herşeyi
kopar geçmişinin
seni tutan ipini
at kendini
geleceğe
benimle
yaz akşamı yürüşlerinde
serin bir dondurma
gibi değil
susamış çocuklar gibi
kana kana
istiyorum seni
kaldır başını
sil göz yaşını
topla kendini
kapat gözlerini
derin bir nefes al
ardında bırak herşeyi
düşünme
at kendini
geleceğe
benimle
parlak bir gelecek uzanıyorken önümüzde
gölgelere sığınarak yaşamak niye?
tüm karanlık korkuların
ışığıyım
ışığısın
senin
benim
bizim.
bu kadar güzelken yarınlar
nasıl vazgeçerki insan
ve niye?
kapat gözlerini
derin bir nefes al
ardında bırak herşeyi
kopar geçmişinin
seni tutan ipini
at kendini
geleceğe
benimle
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)