29 Mayıs 2008 Perşembe

...

şehir ışıkları yıldızları katlederken,
araba kornalarında sağırlaşan rüzgar
iki tarafı bilenmiş bıçak gibi keskin ıslak yanaklarda,
gündüze değmek için eğilirken gece,
uykusuz gözlere eziyet gibi gökyüzü
güneş mahmur ışıklarını bulutlarda gezdirmeye çıkarınca,
bütün şehir yıkık hayaller enkazı
çakılmış paslı bir mutsuzluk avuçlarına,
ölüm kokuyor,
küfür gibi
yokluğun,
kalp en fazla kaç parçaya bölünür?
ve kaç kere kırılabilir toplamda
bir hayat boyunca?
tuzla buz olan kalpten sızan kan
neresinde saklanır
leş gibi inat eden yaşamın ölüme uzaklığında?..

Hiç yorum yok: