19 Ağustos 2007 Pazar

...

kırık ay sallanıyor semada
yarım kalmışlıkların keskin ucuyla
içimde oyulmuş bir parça var
seni koyduğum yerin hemen yanında
kirpiklerim uykusuzluğun isyanında
pul pul olmuş derim
bir kuş gibi kırıp kanadımı
altıbin metreden düşüp ölebilirim
duvarın kuytusunda bir kiremitin
tozdan kararmış sıvasına gömülebilirim
-e bilirliğimden sıkılıp
bir gün tüm hoyratlığıyla yağan
sağnak asit yağmurunda eriyebilirim
ama mevsim yaz
tuğlasız binalarla döşenmiş her taraf
ve kanadım yok kırılacak
öyle böyle değil korkularım
yokluğunda hepsi azacak
bazen yüzaltmış kilometre hızla giden
bir arabanın ön camına çarpan
şişko bir sivri sinek gibi hissediyorum
başkalarının kanıyla kanayan
korkuyorum
dalgaları dondurulup hapsedilmiş bir deniz var duvarımda
onunla boğuluyorum...

Hiç yorum yok: